Dededen toruna cin musallati - Gerçek korku hikayesi
Dededen toruna cin musallati - Gerçek korku hikayesi
Anlatacağım olay tamamen gerçektir. Sene tam olarak 18 temmuz 2005.
Sabah kahvaltıya kalkmıştım. Fakat annem hemen beni aradı.
+ “Ne oldu anne?” dedim.
Ağlamaklı bir sesle,
- "Dedeni kaybettik oğlum.".
Ben olduğum yerde çöktüm ağladım. Hemen apar topar köye ilk otobüsle gittim. Dedemin üstünde bir beyaz örtü, onun üstünde bir bıçak. Ağlaya ağlaya dualarımızı okuyup taziyeleri kabul ediyorduk. Dedeme köy halkı çok hürmet ederdi. Taziyeler bittikten sonra dedemin odasına girdim orada bir sandık vardı. Adeta “Beni aç beni aç!” diyordu sanki...
Yanına gittim. Orada sandık açılmıyordu. Anneanneme sordum bana ters ters baktı ve "sakın bir daha o sandığa dokunma" dedi. Ama ben bu sandığı açmaya kararlıydım. Nedense bu sandığa karşı bir aşırı merakım oldu. Ertesi gün oldu anneannem herkesi kahvaltıya çağırdı, karşımda oturup bana pis pis sırıtıyordu. Kahvaltımı bitirdim. İçeri girdim. Televizyon izledikten sonra biraz kestireyim dedim.
Rüyamda anneannem "LA İLAH VELLE ALEMUN DECCUR!" diye bağırıp koşuyordu. Arkasından siyah gölgeler kovalıyordu. Kalktıktan sonra köyün imamına gittim ve rüyamı anlattım biraz korkmuş şekilde "oğlum git buralardan" dedi...
Ne olduğunu hâlâ anlayabilmiş değildim. Herhalde dedemin ölümü psikolojimi bozmuştu. Çok oyalanmadan eve girdim evde kimse yoktu... Yine dedemin odasına girdim. Sandık esrarengiz bir şekilde açıktı. İçinde kağıtlar, bakır tepsiler, kitaplar vardı ama orada bir şey parıl parıl parıldıyordu. O bir kolyeydi. İki kapaklı içinde resim vardı gördüklerim karşısında şoka girdim dedemin ve benim resmim ama benim gözlerim oyulmuş biçimdeydi. Hemen kolyeyi cebime soktum ve sandığı kapattım annemler geldikten sonra herkes yatağına girdi.
Anneannem'in sesiyle uyandık evin içinde bağırarak "sen çaldın sen çaldın" diye bağırıyordu bana bakarak. Annemler gelip sakinleştirdi. Artık her şeyi daha iyi anlıyordum bu sandıkta bir şeyler vardı hem de çok değişik bir şeyler. Ertesi gün kolyeyi Anneanneme geri verdim ve "Özür dilerim" dedim. Bana bakarak "Domuzun soyu hırsız" diye bağırdı. Bende "niye öyle diyorsun anneanne benimde resmim var orada" "zaten o sen değilsin" diyerek hafif bir sırıttı ve içeri girdi. Artık gerçekten korkuyordum içimde bir ürperti vardı. Bu evdeki olayları çözmem lazımdı. Uyudum ama bu sefer kabus görmemiştim.
Ertesi gün imama gittim "hocam napıcam ben? nedir bu işler"...
- "Gel seninle bir konuşalım evlat"
+ "dinliyorum hocam"
- "Bak oğlum deden seneler önce şerli varlıklarla uğraştı cin kabilesi olan Afarid kabilesi dedene düşmandı bir çok kez dedeni saptırmayı denediler fakat senin deden onlarla savaştı ama maalesef yenik düştü ve şerliler dedeni elinden aldı"
İçimden bu kabileye lanet okuyordum. Eve gittiğimde kapıyı anneannem açtı ve
- "bir daha o adamın yanına sakın gitme" dedi.
+ "Hangi adamın neden bahsediyorsun" diye sordum?
- "Sakın o imamın yanına gitme bir daha" dedi ve dişlerini sıktı.
Annemler de bu durumu fark etmişlerdi ama anneannem annemlere düzgün davranıyordu sadece bana böyle davranıyordu. Gece oldu ve ben yattım...
Bu sefer çok güzel bir kız gördüm rüyamda adeta büyüleyici bir güzelliği vardı ama bana yaklaştıkça çirkinleşiyordu. Birden boğazıma sarıldı ve o iğrenç suratı ortaya çıktı. Simsiyah diken gibi dişler, masmavi gözler ve çürük etler. "ÖLECEKSİN EY ÇAMURUN SOYU DEDEN GİBİ TOPRAĞA KARIŞACAKSIN!"
Bu sözleri duyduktan sonra annem uyandırdı "ne diyorsun oğlum" dedi bana. "Anne bir şey demiyorum uyuyordum ne oldu?". Annem uyurken sesli bir şekilde garip bir dilde konuştuğumu duymuş... Artık canıma tak etmişti bu şerlilerden kurtulmam lazımdı.
Köyün imamına gittim ve "beni bu işten kurtaracak biri var mı?" dedim. Beni Mustafa hoca denilen bir hocaya götürdü. Olayı anlattım hoca içinden dualar okuyordu ve birden şiddetle bağırdı ev sallandı resmen... "MÂ İSMİKE." ve vücudumun kontrolü benden gitmişti ve birden bende bağırmaya başladım
+ "BIRAK BENİ EY ADEMİN SOYU" dedim. Hoca da
- "Ne istiyorsun bu çocuktan?" dedi hoca ve ben de
+ "o çamurdan yapılmış dedesinin soyunu kurutacağız" diye bağırdı.
Hoca yüzüme bir su fırlattı baya bir canım acımıştı ve hala olayın etkisindeydim kollarım mosmor oldu.
Hoca "bunlardan kurtulmanın tek yolu var evlat cin bebek büyüsü yapacağız ertesi gün tekrar gel ve gelirken kimselere bir şey söyleme" dedi.
Eve tekrar gittim kapıyı çaldım ve kapıyı annem açtım ama farklı bir şey vardı annemin ayakları bildiğin tersti. "Geçsene oğlum içeri" dedi.
Ben direkt köy kahvehanesine kaçtım Cemil abi
- "hayırdır oğlum?" dedi.
+ "Bizimkilerle kavga ettim abi burada kalabilir miyim bugün?" diye sordum.
Sağ olsun kırmadı beni ve izin verdi. Çektim 2 sandalye ve uyudum sabah olduğunda teşekkür edip eve doğru yola çıktım. Kapıyı çaldım annem açtı ama bu sefer ayakları düzgündü içeri girdim "napıyosunuz anneannem nerede?" dedim annemde "yatıyor" dedi.
ilginç normalde bu saate kadar yatmazdı ama hadi bakalım... Akşam üstü Mustafa hocaya gitmek için kapıdan çıkacaktım ki odadan bir ses geldi "gitme" diye umursamadan hızlı adımlarla hocanın yanına gittim içeri girdim bana benzeyen bez bir bebek vardı hoca oturdu karşıma ard arda Felak ve nas suresi okudu ve ardından rukye ayetleri okuyunca evde çığlıklar duymaya başladık durmadan rukye ayeti okuyordu. Hoca birden makası bebeğin kalbine sapladı o an camlar çerçeveler kırıldı ev sallanmaya başladı. "GÖZLERİNİ KAPAT SAKIN AÇMA!" dedi Mustafa hoca.
içimden dualar okuyordum gözlerini aç dediği zaman şoka girmiştim neredeyse 5 dk kıpırdayamadım... Karşımda rahmetli dedem oturuyordu bana sevgiyle gülümsüyordu. "Dede sen misin?" diye seslendim o da bana "ben Nusaybin kabilesindenim." (BU ARADA NUSAYBiN KABİLES İLK MÜSLÜMAN OLAN CİN KABİLESİDİR) Nusaybin kabilesinden bir elçiymiş dedemin suretinde gelmiş ve bana şunları söyledi
- "biz kabilemiz olarak seni koruyoruz o lanetlenmişlerle savaşıyoruz o kadından uzak dur" dedi.
+ "hangi kadından?" sordum
Bu anneannemin ismiydi cidden artık ölsem de kurtulsam diye dua ediyordum. kulaklarıma gülüşme sesleri geliyordu. Hocayla muhabbet ederken sokaktan çığlık sesi duyduk. Bu annemin sesiydi... Hemen hocayla eve doğru koştuk ve evin önünde gördüğümüz şey karşısında şok olmuştuk. Anneannem'in yüzü parçalanmış bir şekilde yerde yatıyordu Mustafa hoca hemen beni ve annemi kollarımızdan tutup eve koşun diye çekiştirdi biz eve koştuk içeri girdik... Annemin ağlamaktan gözleri kan çanağı olmuştu hoca hemen bir bardak su doldurdu okuyup üfleyip anneme verdi annem biraz sakinleşti.
+ "hocam napıcaz şimdi annemin başına bir şey gelmesin nolur"
- "oğlum artık her şey daha tehlikeli AFARİD cin kabilesi saldırıya geçti artık kimsenin canı güvende değil"
Bizi çok zor günler bekliyordu hepimiz sürekli dua okuyorduk gülüşme sesleri ve fısıltılarla iç iç içeydik. Birden içeri büyük taş fırladı dışında Aramice yazılar yazıyordu (NE OLDUĞUNU YAZMIYCAM) Koskoca bir taştı ve her tarafı kandı hoca hemen dolaptan bakır tepsiler ve mumlar çıkardı... Bakır tepsiye kaynar suyu döktü içine taşı koydu ve annem anında mosmor oldu... Hoca bağırarak "ANNENİ TUT!" dedi. annem kendini yerden yere vuruyordu. ben annemi hemen kollarımla arkadan sardım. Mustafa hoca ip getirerek annemi bağladı... Annem, “FELHEM HAN FELHEM HAN FELHEM HAN!” diye 3 kere tekrarladı hoca bakır tepsiden çıkardığı taşı annemin kafasına vurdu ve annem bayıldı.
Annem uyandığında ise tırnakları mosmor olmuştu hoca annemi sürekli okuyordu annemin gözleri sanki başka birilerine aitti (İBRANİCE VE ARAMİCE YAZILARI OKUDUKTAN SONRA NAS SURESİ OKUYUN ZİRA BU DİLLER CİNLERİN DİKKATİNİ ÇEKER VE ETRAFINIZA TOPLANIRLAR) Annemi tekrardan yatırıp iplerle bağladık koltuğa ve içeride ki odaya ritüel yapmaya gittik. Hoca bakır tepsiyi alıp 3 tane saç telimi ve parmaktan kan aldı ama çok fazla kan aldı bir ara tansiyonum düştü kan kaybından... Toparlandıktan sonra ritüel başladı... Hoca dua okumaya başladı “Mettehaze sâhıbeten ve la velêden ve innehû kâne yekülü safîhüna alâllahi şetaten ve inna zenannâ.” Duayı okuduktan sonra su fokurdamaya başladı ve etrafta gölgeler cirit atmaya başladı sonra ise dehşet anları başladı... Hocaya aniden bir şeyler olmaya başladı ve gözleri kapkara oldu benim vücudum tamamen kitlendi.
Hoca tavana bakarak bağırdı “EY RAB EY ÂLEMLERİN SAHİBİ OLAN YÜCE YARADAN SEN MİSİN BU ÇAMURU BANA ÜSTÜN GÖREN GÖR İŞTE! GÖR BANA ÜSTÜN KILDIĞIN VARLIĞI.” Hoca aniden bayıldı ben hala olayın şokundaydım sonradan hocayı kaldırdım uyandıktan sonra olanları duyunca ağlamaya başladı koskoca mustafa hoca hüngür hüngür ağlıyordu. Nasıl bir oyuna düşmüştük biz? Birlikte annemi iplerden çıkarmaya gittik fakat o da ne... İpleri çözülmüş bir halde koltukta yatıyordu olanlar cidden hiç normal değildi biz napıcaz diye düşünürken sabah ezanı okundu eve bir sessizlik gelmişti. Sanki o bütün cinler ezanla birlikte gitmişti Allahıma şükrettim imdadımıza yetişmişti. O gün rahat bir uyku çekmiştim.
O gün cidden rahat bir gün geçirmiştik anneannemi defin etmiştik ama köy halkı bizden epey korkuyordu. Selam bile alıp vermiyorlardı. Tekrardan eve döndük. Artık bu işi komple halletmek şart olmuştu... Hocayla başka bir Rituel yapmaya gittik… Cam parçaları ve kanlarla bir ritüel başlattık. Ard arda dualar okuyorduk hocayla... etrafta fısıldaşmalar yükseldi. Ve birden ayağıma cam parçaları battı Mustafa hoca "eğer şerlilerden kurtulmak istiyorsan dayanmalısın evlat" dedi. Çünkü bu cinniler insanları korkuttukça ve acı verdikçe güçleniyordu. Ardından kapının altından simsiyah bir akrep geldi. Cesaretimi toplayıp Allahuekber deyip cam parçasını akrebe soktum ve o akrepten öyle bir ciyaklama sesi geldi ki resmen 30 saniyeliğine sağır olmuştum. Ardından bir akrep daha geldi ama bu tavandan geldi. Ona da tekbir getirerek dualı cam parçalarından batırdım. Bu da bağırdı bu sefer akrebin içinden simsiyah bir duman çıktı. 2 akrep öldükten sonra etrafta sessizlik oldu... Annemi kontrol etmeye gittim ama yerinde yoktu evin her yerine baktım annem yoktu... Neredeydi annem şerliler mi kaçırmıştı acaba? Artık dayanamadım annemi kaybedemezdim. Hocayla beraber bir kaç malzeme alıp gece gece ormana koştuk. Hemen ormana girdik bir çember yaptık içine oturduk bağıra bağıra dua okuyorduk ağaçlar, yıkılıyorduö Etrafımızda birden onlarca Çarşaflı cin gözüktü. Acayip korkmuştum. “Geberin hepiniz!” Diye içimden geçiriyordum. Etraf kıyamet gibiydi ağaçlar yanıyor fısıltılar, gülüşmeler ama çemberin içine giremiyorlardı. “İLLEZİNE AMENÜ CİNNAH VE ELLEZİNE EL KURAN LA İLAHE İLAH!” Diye hoca bağırıp kafasını sağa sola çeviriyordu hızlıca.. şerliler çıldırmıştı öfkeyle... adeta devam ediyorduk dua etmeye... En sonunda direk kafamızı göğe yükseltip tekbirler getirdik euzu besmele çektik ve o anda bütün cinler duman oldu. Gökyüzüne uçtu etraftan yükseliyorlardı. Cinler ormanın yarısını yaktı etraftan hala gölgeleri arş-ü-âĺâ ya yükseliyordu ben diz üstü kapanıp gözlerimi kapattım kulaklarımı tıkadım. Sabaha kadar çemberden çıkmadık. sabah olup gözlerimi açtım. Hiçbir cin yoktu. Hoca da baygın halindeydi. Kaldırdım hocayı ve ormanda evime doğru koştum. Annem karşımdaydı. Kurtulmuştu! Koştum sarıldım öptüm Olaydan aylar geçti daha rüyalarıma bile gelmediler. Annemle huzurlu şekilde yaşıyoruz siz siz olun bu şerlilere bulaşmayın.
Yorumlar
Yorum Gönder