Yemin ederim o bir at değildi

Korkunç at

Yemin ederim o bir at değildi

Sevgili arkadaşlar sizlere sayfamıza özel mesaj olarak 2016 yılında atılan bir hikayeyi anlatmak istiyorum.


Merhabalar ben m****  Van'lıyım ve 26 yaşındayım. Yıl 2011 idi. Ailecek geçimimizi yıllardır hayvancılık yaparak sürdürüyoruz. Her yıl yaz mevsiminde köye gider hayvancılık ve buğday ekimi yapardık. O gece ektiğimiz tarlanın suyunu kontrol etmek için tarlaya gitmiştim. Gittiğim tarla büyük ve düz bir dağın üzerindeydi köye yaklaşık 1-1.5 km uzakta. Tarlaya vardığımda suyun gelmediğini gördüm neden gelmediği öğrenmek için gidip baktım.

Tarlaya gelen su patlak vermişti patlağı düzellikten sonra yavaş yavaş yürüyerek bir sigara yakmak istedim. Hava rüzgârlı olmamasına rağmen yaktığım her kibrit sönüyordu. Bir gariplik vardı ya da bana öyle gelmişti kibriti bitirmeme rağmen ateş yanmıyor ve arkamda gerçekten garip bir enerji hissediyordum. Ben suyun gittiğini düşünürken bir baktım su kesilmiş bir daha patlak verdi diye düşündüm. Geri döndüm bir daha, bir adım atayım derken bana çok çok yakın bir ses adımı telaffuz etti. Etrafıma baktım ıssız dağlardan başka bir şey yok. Bir daha aynı ses ve bu 5 defa tekrarlandı. Her defa etrafıma bakıyordum ama hiç kimseyi göremiyordum.

korkunç silüet

Korkmuştum aldırmamaya çalışıyor şarkı mırıldanıyordum. Su kaynağına ulaştım su aynı yerden patlak vermiş yine onarıp suyun akışı ile beraber gitmeye başladım. 10 adım atmadan su tekrar patlak verdi. Bir gariplik olduğunu anladım. Kibrit yanmıyor, su gelmiyor, birileri adımı telaffuz ediyordu, bizim arkadaşların oyunudur diye içimden söyleniyordum. Tekrar arkamı döndüm suyun kaynağına upuzun boylu kirli sakallı biri oturmuş eliyle su içiyor gözlerini dikmiş bana bakıyor. Gözleri o karanlıkta çok fazla parlıyordu. Ama göz renkleri simsiyahtı. Acayip korkmuştum "bu da kim?" dedim kendi kendime.. Adamda alışagelmişin dışında garip bir tip vardı. Herhalde halüsinasyon görüyorum sandım. Çünkü suyun kaynağındaki dağda zehirli otlar olduğu için kimse koyun otlatmaya gelmez ve o dağda yol varken kimse başka köye yaya yürümez dedim. Suyla ilgileniyor gibi yapıp korkuyla düşünüyorken kafamı kaldırdım ki az önceki o adam yok, nereye gitti acaba diye düşünüyordum. Biraz öteye baktım dağın diğer ucundan aşağı iniyordu. O kadar kısa sürede suyun başından o dağın diğer ucuna gidemezdi. Ama yürümesi bile çok garip sanki koşuyordu. Normal insan gibi yürüyordu ama çok hızlı yürüyordu. Her bakışımda başka his uyandırıyor inanın tarif edemiyorum. Ne yapacağını izledim, aşağıya vardığında yere eğilip eline tırpan aldığını gördüm. Bir rahatlayıp "ohh bizim köydekilerden biri ot biçmesi için tutmuş bunu" dedim kendi kendime, ama daha ot, biçilecek sezonda değil yaklaşık 15 güne yakın bir zaman var. Peki kim bu o tırpan ne? Allah’ım yardım et. Köye kadar korkuyla koştum. Eve gittim. Biraz zaman sonra korkum geçmişti, bir sigara içtim bizim arkadaşlarla. aşağı yukarı 25 dakika falan geçmişti aradan. Söz ettiğim ot tarlasının sahibi önümüzden geçti A*** amca dedim.

- "sen ne ara amele getirdin ot biçmek için daha erken değil mi?"
+ ne amelesi? dedi.
- Valla demin ben tarla suyu için kaynağa gittim bir adam senin otunu biçiyordu.
+ Yok öyle bir şey ben kimseyi almadım.
- istersen git bak dedim bana sende gel dedi tamam dedim.

Atına bindi bende arkasına bindim gittik. Baktı ot falan biçilmemiş her şey normal hatta benim tarlanın suyu bile tarlaya ulaşmış. Hâlbuki en son patlak verdiğinde yapmadan köye kaçmıştım korkudan. A*** amca bana baktı.

+ Hani nerede benimle dalga mı geçiyorsun? dedi

Şimdi anlatsam bana inanmaz deli diye düşünür.

-kusura bakma ben öyle gördüm amca dedim neyse deyip köye gittik.

Gecenin geç saatlerinde dışarı çıktım elektrikler kesilmiş gene sigara yaktım arkamdan bir ses adımı seslendi, arkama baksam da karanlıktan başka bir şey göremedim, dondum kaldım. İnanın bedenimde bir şeylerin bana dokunduğunu hissediyordum. Döndüm kapı kapanmış kibrit yakıyorum ama tekrar kibrit sönüyor hiç yanmıyor. Aydınlığa bakıyorum kimse yok.. Gene aynı ses adımı sesledi daha sert bir şekilde. O kadar korktum ki gözlerimi açtığımda korkudan ağzımın yamulduğunu tüm köyün başımda olduğunu gördüm.

A*** amca yanıma geldi.

+ Bana doğru söyle bugün tarlada ne gördün?
- -Hatırlamak bile istemiyorum korkuyorum geçiştirdim- yanlış görmüşüm boş ver amca falan dedim.
+ Bende gördüm anlat ne gördün dedi.

gerçek şeytan görüntüsü

Beni mi kandırıyor bilmiyorum ama, bir şey görmedim amca diyip ikna ettim veyatağıma gittim uyudum.. Kalktığımda sabah olmuş dışarı çıktım çeşmede su akıntısı vardı. "Ohh" diyip "yüzümü yıkayayım" dedim. Elimi suyun akışına bırakıyorum elim ıslanmıyordu. Anlatılamayacak kadar korkunç ve garipti. Kafamı kaldırmamla o şeyi görmem bir oldu çığlık atarak uyandım meğer rüyaymış. Dışarı çıktım rüyanın aynısıydı. Sabah olmuş aynı suyun akıntısı vardı ve suya doğru gidiyorum elimi merakla suya daldırdım ve ellerim ıslandı. Güldüm ve kendi kendime rüyayı unutup yüzümü yıkadım, su içtim ve başımı bir kaldırdım ki dehşete kapılmıştım keşke görmez olaydım. Aynı rüyadaki adam elleri arkaya doğru uzanmış sipsiyah tenliydi gözlerine bakmak istemedim dudağı kocamandı. Bağırmak istedim ama sesim çıkmıyordu. Bana bir kere vurduğunu hissettim. Yere düştüğümde ayaklarının sanki ağaç kökü gibi upuzun ve ipince olduklarını gördüm. Ben en son gözümü açtığımda Van’daki devlet hastanesindeyim. Doktor yanıma geldi;

+ "Alınan yara izlerinde sana vuran at epey kuvvetliymiş şansın var" dedi
- "Doktor ne atı?" dedim.
+ "Sabah sana bir atın vurduğunu görenler olmuş" dedi.

Ama ben gördüklerimden emindim at değildi ve vurduğu yerde 2 yıldır iz vardı. Hiç kimse bana inanmadı, ailem bile "at vurmuş işte oğlum" dediler. Bende pes ettim artık. O olaydan kısa süre sonra deprem oldu(2011 van depremi). Pazar günü saat 2 suları müthiş bir sarsıntı camdan baktığımda tüm binalar sanki oyun oynuyormuş gibi sallanıyordu deprem durdu, bizler kaçmaya başladık en son tüm kardeşlerimden emin olmak için odalara bakıyordum. Girdiğim en son odada yine onu gördüm. İğrenç bir gülümsemesi vardı. Ama sadece gözlerimi açıp kapayana kadar sonra kayboldu. Daha sonra Diyarbakır’daki dayımlara ailecek gittik. Orada dayımın yardımıyla çok dindar ve işinde becerikli bir hocaya yalnız başıma gittim ve olayları anlattım.

- "Sana neden böyle bir şey yaptıklarını bilemem ama at konusuna gelince fiziksel dokunuşları olduğu zaman insan gözüyle bile herkes tarafından görülebilirler ve insanlar o garip şeyin sana vurması at vuruyor gibi görmeleri sağlanmış o yaratık. Senin gördüğünü ise Allah hiç kimseye göstermesin" dedi.

Kuran'dan bir ayet yazıp muska yaptı o günden bugüne bir daha hiç o şeyi görmedim.
Ayrıca vurduğu yerin yarasının fotoğrafını yıllarca sakladım ancak hoca o konuyu unutmam için fotoğrafı sildirdi ve sildikten sonra daha da rahat ettiğimi hissettim.
Bunu anlatmamın sebebi hayat bu her an insanın başına her şey gelebilir. Bizi koruyan tek olan Allah’ı unutmamamızı hatırlamak için. Şuan kuran okuyorum ve 5 vakit namaz kılıyorum ve içimde bir his eğer dinden ayrı kalırsam bana o kötülüklerin tekrar geleceğini söylüyor.

Yorumlar